) flight

US tarifeli uçuş
uçuş, uçma, (işi, tarzı, gücü).
A bird's first flight from the nest. A bird in flight. (İlgili sıfat:
volar).
uçuş menzili/uzaklığı/mesafesi, bir uçuşta alınan yol.
a 600 km flight.
uçan kuş sürüsü, toplu olarak uçan yaratıklar/cisimler.
a flight of swallows: uçan kırlangıç sürüsü.

a flight of planes: grup halinde uçan uçaklar.
uçak yolculuğu, sefer, hava seferi, seyir, yol alma.
Did you have a good flight?
The 2 o'clock
flight to Paris: Parise saat 2 seferi.
A flight delayed because of poor weather conditions. flight number 447 to Geneva is ready to leave.
hava filosu: 2 veya daha fazla uçaktan oluşan askerî birlik.
uçma/uçuş tekniği, pilotluk.
flight traning.
seyir, göç, uzay yolculuğu.
hızlı geçiş/hareket.
the flight of time.
(iki sahanlık arasındaki) merdiven, bir katı ötekine bağlayan merdiven.
to fall down a flight of stairs. Architecture
hayal âleminde gezinme.
a flight of imagination.
flight of fancy: hayal kurma, hayal oyunu.
olta yemini döndürme düzeni.
(uzun menzilli) ok atma yarışı.
(kuşlar) sürü halinde uçmak, göç etmek.
Geese flighting on the marsh.
flight arrow ile ayni anlama gelir. uzun menzilli ok.
kaçış, firar, acele hareket. Noun